Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): Bilimsel Bir Bakış
- Hakan İnce
- 6 gün önce
- 2 dakikada okunur
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocuklukta başlayan ve yetişkinlikte de devam edebilen, dikkat kontrolü, dürtü denetimi ve motor aktivite düzeyinde yetersizliklerle karakterize edilen bir nörogelişimsel bozukluktur. DSM-5'e göre DEHB, üç temel belirti grubuna dayanır: dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik.
Tanı Kriterleri ve Alt Türleri
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Tanı ve İstatistik El Kitabı’na (DSM-5) göre DEHB üç farklı alt tipe ayrılır:
Ağırlıklı Dikkat Eksikliği Gösteren Tip
Detaylara dikkat edememe
Görevleri tamamlamada zorluk
Unutkanlık ve organize olamama
Ağırlıklı Hiperaktif/Dürtüsel Tip
Yerinde duramama
Aşırı konuşma
Sırasını bekleyememe, başkalarının sözünü kesme
Bileşik Tip
Hem dikkat eksikliği hem hiperaktivite-dürtüsellik semptomlarını birlikte gösterir
Tanının konulabilmesi için belirtilerin 7 yaşından önce başlamış olması, en az iki farklı ortamda (örneğin okul ve ev) görülmesi ve bireyin işlevselliğini olumsuz etkilemesi gerekir.
Nedenleri
DEHB’nin etiyolojisi karmaşıktır ve çok faktörlüdür. Araştırmalar, hem genetik hem de nörobiyolojik etmenlerin önemli rol oynadığını göstermektedir:
Genetik: DEHB tanısı konan bireylerin birinci derece akrabalarında benzer belirtiler görülme olasılığı yüksektir. İkiz çalışmaları, genetik geçiş oranının %70-80 civarında olduğunu ortaya koymuştur.
Nörobiyolojik Faktörler: Beynin özellikle ön frontal korteks, bazal gangliyonlar ve dopamin sistemi ile ilgili alanlarında yapısal ve işlevsel farklılıklar gözlenmiştir.
Çevresel Etkenler: Gebelikte nikotin/alkol kullanımı, erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve doğum komplikasyonları riski artırabilen çevresel faktörler arasındadır.
Müdahale ve Destek Yaklaşımları
DEHB tedavisinde çok yönlü bir yaklaşım benimsenir. Uygulanan yöntemler, bireyin yaşına, semptomların şiddetine ve eşlik eden psikiyatrik durumlara göre planlanır:
1. Farmakolojik Müdahale
En yaygın kullanılan ilaçlar stimülanlardır (örneğin metilfenidat ve amfetamin türevleri).
Stimülanlar, dopamin ve noradrenalin düzeylerini artırarak dikkat ve dürtü kontrolünü iyileştirir.
Bazı bireylerde non-stimülan ilaçlar da tercih edilebilir (örneğin atomoksetin).
2. Davranışsal Müdahale
Özellikle çocuklarda etkili olan uygulamalı davranış analizi (ABA) ve pozitif pekiştirme teknikleri, işlevsel olmayan davranışların azalmasına ve uygun davranışların artmasına katkı sağlar.
3. Psiko-eğitim ve Aile Danışmanlığı
Ailelere DEHB hakkında bilgi verilmesi, günlük yaşamda karşılaşılan zorluklarla baş etme stratejilerinin öğretilmesi, çocuğun çevresiyle olan etkileşimini destekler.
4. Eğitsel Destek
Bireyselleştirilmiş eğitim programları (BEP), sınıf içi düzenlemeler ve görsel-işitsel materyallerle desteklenmiş öğrenme ortamları, akademik başarıyı artırır.
Eşlik Eden Durumlar
DEHB sıklıkla başka psikiyatrik bozukluklarla komorbid (birlikte görülen) olabilir:
Öğrenme Güçlükleri
Anksiyete Bozuklukları
Davranım Bozukluğu
Depresyon
Tik Bozuklukları
Bu nedenle tanı süreci ve müdahale planı, bireyin tüm gelişimsel ve psikososyal yönleri göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.
Sonuç
DEHB, yalnızca çocukluk çağına özgü bir hareketlilik durumu değil; bireyin yaşam kalitesini etkileyebilecek çok yönlü bir nörogelişimsel bozukluktur. Bilimsel temelli yaklaşımlarla, bireyin potansiyeli desteklenebilir ve yaşamla uyumu artırılabilir. Multidisipliner müdahale, birey-aile-okul üçgeninde sürdürülebilir destek sunulmasının anahtarıdır.
DEHB’li Olmak Ne Anlama Gelir?
Toplumda DEHB zaman zaman yanlış anlaşılabilir. Bu durum, bireyin “tembel”, “sorumsuz” ya da “yaramaz” olduğu şeklinde etiketlenmesine yol açabilir. Oysa DEHB'li bireyler genellikle yaratıcı, farklı düşünen, enerjik ve hızlı problem çözebilen bireylerdir. Önemli olan bu özellikleri yapılandırılmış bir ortamda destekleyebilmek ve potansiyelin ortaya çıkmasına alan açmaktır.
Comments